Osmanlı döneminde “Muşkara” adı ile bilinen ve bir köy olan Nevşehir, 18.yüzyılda Osmanlıcada “yeni şehir” anlamını taşıyan bugünkü ismini almıştır. Anadolu’nun masal kenti diye de adlandırılan bu şehir, tarihi ve dokusuyla farklı bir dünyaya açılan kapı gibidir. Nevşehir denilince ilk akla gelen bölge Kapadokya olur. Buranın adı ise Kapadokya Krallığından gelmektedir. O da “Katpatuka” isminin bir farklı deyişidir ve rivayete göre bu kelime de “Güzel Atlar” demektir. Bu nedenledir ki bölge Güzel Atlar Diyarı olarak da dilimizde yerini alır.
Hititler’den sonra Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelen bu bölgede evler kayalara oyulmuş, kiliseler sert taşların işlenmesiyle oluşturulmuş, resimler taş duvarlara çizilmiştir. Roma baskısından kaçan Hristiyan dünyası için önemli bir inziva ve sığınak yeri olmuştur. Asıl olarak Kapadokya diye adlandırdığımız coğrafi bölge, şu anda bahsettiğimiz yerden çok daha büyük ve geniş bir yeri kapsamakta olsa bile, biz şu an Nevşehir ili içerisindeki bir bölgeyi böyle adlandırıyoruz. Jeolojik olarak etrafındaki 3 büyük yanardağın küflerinin oluşturduğu yumuşak yapıyı yıllar içerisinde yağmur ve rüzgarın aşındırmasıyla oluşan taş yığınları olarak tanımlayabiliriz bu bölgeyi. Ancak daha yeni okumuş olduğunuz bu basit cümle aslında 60 milyon yıl önce oluşan bir olayı ve 60 milyon senede bu hale gelebilen sert kayaları içine almaktadır.
Bağlantılı İçerik Lütfen Bunlarada Göz Atınız...